12 -20 Kasım Tüyap / Umulmadık Topraklar / Genişleyebilir Büyüklük

13 Kasım Fanzin Atölyesi -Tüyap
Atölye katılımcıları: S.Sinan Göknur, Bengü Karaduman, Eva Hanidis, Sarkis Paçacı, Nazan Azeri, Sevil Tunaboylu, Uğur Çolak, Eda Yiğit, Ferah Doğan , Ece Özgül, Zura Abashitze, Sıla Zeren, Elena Kerdikoshvili, Şadiye Bilici, İrem Karataş. Göç üzerine bir çalışma.



“Umulmadık olanı” düşünürken, Kant’ın Saf Aklın Eleştirisi’nde yazdığı Algının Beklentileri başlığındaki bölümü düşündüm. 
“Kant orada bize zamanın ve mekanın genişleyebilir büyüklüklerden olduklarını söylüyor. Genişleyebilir büyüklük ne demektir? O kadar da karışık değil. Genişleyebilir büyüklük, Latince “partes extra partes” parçaların art arda eklenmesiyle elde edilebilen büyüklük demektir – öyle ki, her nicelik aynı zamanda hem birlik hem de çokluk olduğundan –mesela şu yirmi metre uzunluğundadır dediğinizde, bu bir çokluğun birliğidir. Genişleyebilir ya da yaygın büyüklüğü şöyle tanımlamalısınız: Çoğulluk parçaların bir bütün halinde toplanmalarına gönderir. Yaygın büyüklük işte böyle bir şeydir. Ama işte zaman da tam böyle bir şeydir. Bir dakika, bir dakika daha, sonra yine bir dakika daha, ve sonra dersiniz ki, hah tamam, işte bir saat geçti. Parçaların birbirini takip edişini bir bütün halindeki toplamda görüyorsunuz: Bir saat.” Hem bir hem çok olabilmenin zarafetiyle…
Arzu Yayıntaş,Nalan Yırtmaç,Güneş Terkol,Neriman Polat,Ayşecan Kurtay,Didem Ünlü,Nur Gürel,Beyza Boynudelik,Arzu Arbak,Işıl Güleçyüz,Füruzan Şimşek,Meliha Sözeri,Ayşegül Sağbaş,
Evrim Kavcar



İsimsiz kolaj 24cmx15cm

KAYIPTA SAKLI-HIDDEN IN LOSS


 "Sadece yaşama değil ölüme de, sadece geleceğe değil geçmişe de uzanıyor bakışı. İnsan hayatı ve onuru için sadece yaşamı ve umudu değil, kaybı ve yası da tesis etmek zorunda olduğumuzu hatırlatıyor. Arzu Yayıntaş, Canan, Evrim Kavcar, Fulya Çetin, Nalan Yırtmaç ve Neriman Polat"
“Hidden in Loss” is an exhibition about staying alive. It has vital concerns about being able to breathe in the atmosphere of organized evil that has descended upon us; that is choking us. Its gaze extends not only to life but also to death, not only to the future but also the past. It reminds us that for human life and dignity we must institute not just life and hope but also loss and mourning. It reserves, despite everything, the hope for a life where those who have been mourning for centuries, and those who have not been allowed to mourn, and those who refuse to mourn can come together, that is, it reserves the hope for peace.
In order not to fall from the edge of “loss” into the abysmal void, Arzu Yayıntaş, CANAN, Evrim Kavcar, Fulya Çetin, Nalan Yırtmaç and Neriman Polat have come side by side with the urgency of talking, remembering, telling, sharing and connecting. Knowing what it means to lose someone has brought them together. From tragedies of the past, they have heard both the breath of lives awaiting salvation for centuries and the laments that were never sung for the dead who could not be buried. They found each other under the burden of the banned mournings of people whom no law protects. They are asking, “Why can’t some deaths be mourned as real and significant losses? Why are only certain pains legitimate, only certain losses real? How is it possible that some people are ‘expendable’; they can just be killed?”
Six women are talking about faces lost and gone, memories, places, nature, innocence and conscience. Looking for something hidden in the loss. They are asking each other what it is that we lose and acquire with each loss, how losses change us forever. Yes, they are talking about those who are no longer alive, cannot be named, represented, comprehended, conveyed, and therefore irredeemable. Yet their eternal absence sets the limits of finite existence. For those who survive, pain and meaning and hope all breathe in the nooks of “loss”.Ezgi Bakçay
                                                      

 IFLAH OLMAZ -IMPENITENT  
 
“İflah Olmaz” kadınlık üzerine bir sergi ama kadınlığı tanımlamayı ya da bir çerçeveye oturtmayı hedeflemiyor, aksine keskin tanımlamaları sorguluyor. Bu sergi kadın ve erkek arasındaki bildik hikayeyi bozan, üzerine zorla yapıştırılan adları ve kimlikleri silkinip atan kadınlara kadınlık üzerine beraber düşünmeye ve birlikte güçlenmeye bir çağrı.
Yeşim Ağaoğlu, Gizem Aksu, Sena Başöz, Deniz Bilgin, Banu Birecikligil, CANAN, Fulya Çetin, Elif Varol Ergen, Nurcan Gündoğan, Gülsün Karamustafa, Ayşegül Özmen, Neriman Polat, Necla Rüzgar, Aydın Teker, Sevil Tunaboylu, Arzu Yayıntaş, Nalan Yırtmaç ve Zulal
 “Impenitent” is an exhibition about feminity, but it does not intend to define or put the feminity in a frame, but rather it questions strict characterizations. This exhibition is actually a calling to think about feminity and get stronger together, for women who spoil the usual story of women and men, shake off all those descriptions, names and identities attached to them against their wills.
The exhibition is formed of art works made by women who search for their truths and deny to “Be Penitent.” There are works telling about women who question social gender codes, define feminity over and over again every single day, protect their own freedom and bodies, keep fighting against oppressions and restrictions of the power. In other words, “Impenitent” is an exhibition in which women denying feminity role assigned by male-dominant system and going after their dreams and desires tell about feminity. The exhibition provides an approach that embraces woman’s body, fantasies, dark side, imagination, freedom, fighting spirit, life power, fertility, sexuality and contradictions instead of victimhood./Ark Galeri-
Bursa.I did a workshop  questioning gender codes.


UYKUSUZLAR ATLASI 
Halka Sanat Projesi’nin Moda’da bulunan galeri mekanı  uyku kavramından hareketle yaşadığımız tarihte ve coğrafyada üzerinde durup, düşünülmesi gereken uyku metaforları üzerine yoğunlaşıyor.İpek Çankaya’nın kavramsal çerçevesini oluşturduğu Uykusuzlar Atlası’nın araştırdığı biraz da uykularda geçen zamanın ya da uyuyamama halinin insanı başka duygu durumlarından, başka buluşmalardan, başka ruhsal ve zihinsel arayışlardan alıkoyup koymadığı ve uykusuzların hangi uğraşlara dalıp uykulara direndikleri gibi soruların yanıtları. Bu araştırmalar izleyiciye video, resim, yerleştirme, heykel ve fotoğraf gibi araçlarla aktarılıyor.
Niyazi Selçuk, Neriman Polat, Orhan Cem Çetin, Seçil Yersel, Doğu Çankaya, Sezgi Abalı, Şafak Şule Kemancı, İskender Giray, Mert Öztekin, Sevil Tunaboylu, Nalan Yırtmaç, Fulya Çetin, Gümüş Özdeş, Yasemin Nur Erkalır, Ekin İdiman ve Neşe Şahin